27 Ağustos, 2011

Spirited Away

Post-Modern Masalcı Dede
Ruh, Chiriro ve Cadı
Miyazaki.. İsmini bile söylemek onun, aslında yeterli.. Çünkü sadece bir tek filmini izledim ve şu an onu yorumluyorum. Fantastik-Animasyon dünyasının Anime ayağının en büyük filmi.. Spirited Away.


Alice bir tavşanı takip eder, alice tavşan deliğine düşer. Alice harikalar diyarına girer.. Bu film aslında bunun bir nevi Japoncası. Ama emin olun ki klasik alice hikayesinden çok çok ötede bir anlatımı var. Kare kare ilerleyen Anime filmlerinin en önemlisi olarak görünen bu eşsiz başyapıtı izlemeden önce hiç ama hiç tereddütüm yoktu. Çünkü 90’ların sonunda çocuk olan bir nesilden gelen ben, o yıllarda yayınlanan Pokemon hayranı olan ben, bu filmden referanslar doğrultusunda büyük işler beklemiştim. Ve tam 10 yıl boyunca “neden izlemedim” diye sordum kendime film bittiğinde. Böylesine bir dünyaya, Hayao Miyazaki’nin bu inanılmaz beynine neden daha önce kaydolmamıştım ki ? Keşke diye zaman kaybedeceğime bunları yazayım dedim.

Öylesine sürükleyici bir masal ki bu aslında.. Bir kız çocuğunun fantastik dünyaya girip kendini orada yetiştirmesi. Hemde tek başına ! Miyazaki’nin en iyi yaptığı iş olarak söylenen bu tarz, aslında tam bir hayat dersi de denilebilir. Şunu da söylemeden edemeyeceğim. Bu çocuk animelerinden birisi değil, asla değil hemde ! Ama Miyazaki onlara, yani çocuklara öyle bir şey öğretiyor ki bazı sahnelerde. Şiddet hayatın gerçeği, bununla elbet karşılaşacaksınız, başkasından duyacağınıza bu ak sakallı dededen duyun diyor aslında. Çok da doğru bir telkin. Bir kız çocuğum olsa ilk izleteceğim film bu olurdu ona.
Ejderha (!) ve Chiriro
Cadılar, kötü ruhlar, özgürlüğünü arayan “eski” insanlar, açgözlülük, hayata atılma, tevekkül, dostluk, aşk.. Miyazaki bir çocuğun küçük yaşında ne öğrenmesi gerekiyorsa hepsini öğretmen edasında öğretiyor. Ve bu film, daha doğrusu bu başyapıt, bir kız çocuğunun yabancı olduğu bir dünya karşısında kendini geliştirmesini en güzel şekilde anlatıyor. Hatta öylesine anlatıyor ki, bir ruh bile doğru yolu bulabiliyor. Hatta bir cadı bile. İşte iyiliğin, sevginin gücü aslında bu.

Film sonunda en çok merak ettiğim, Coen’lerin “saçma” filmlerindeki ortada kalan para hikayesi gibi ortada kalan Haka’nın hikayesi. Umarım iyidir, umarım kurtulmuştur cadının elinden :)
Cadının hamamı
Sonuç olarak, bu film kaçırmamanız gereken bir başyapıt, her anlamıyla profesyonellik kokan ve içinize her türlü duyguyu sokan cinsten.

1 Yorum:

  1. bu filmin görünürde modern bir alice uyarlaması olduğu söylenebilir alt düşünsel katmanda ahlakî yozlaşmayı ve materyalizmi eleştiriyor. tren sahnesinde illuminati işareti var.

    YanıtlaSil