Hayatın Evreleri
Her ne kadar filmin ismi Hayat Ağacı olsa da, anlattığı konu bakımından hayatın evrelerini resim resim bizlere göstermeyi başarabilen bir yapıt. Eğer ki bu filmi bir film ile benzetecek olursak, o 2001 olmaz, olamaz ! İşin içinde "60 milyon yıl öncesi, dinozorlar, dünyanın oluşumu, big bang" var diye hemen 2001 yaftası veya esinlenmesi vurmak, başta Tarkovsky olmak üzere bu işi çok iyi yapan büyük yönetmenlere hakaret olacaktır. Bakın Kubrick demedim, Tarkovsky dedim. Sebebi de açık, yaslanın arkanıza, televizyonunuzun sesini biraz kısın yankı yapmasın.
Tarkovsky'nin muhteşem kadrajından dökülen satır satır bir film izlemiştim geçenlerde (ne ayıp ama, geçenlerde..) Andrei Rublev. Benzerlikleri yok değil, ama tabi %100 bir benzerlik söz konusu da değil. Rublev'in en büyük özelliklerinden birisi, yanlış anlamaya sebebiyet veren din kavramını en iyi biçimde, Rusya'nın döneminde yaşadığı içsel ve siyasi sorunları ile, sanatsal bir şekilde harmanlamasıydı. Benzettiğim nokta durağan ve derinden anlatımı. Şöyle ki, özellikle Malick'in ilk defa kullanımına soktuğu bilim-kurgu ve görsel efekt gibi ögeler ile sessiz bir şekilde sadece görüntüler ile bize ortam hazırlayıp birşeyler anlatmaya çalışıyor üstat. Ataerkil veya ezen-ezilen düzenin taa dinozorlar devrinden başladığını, hatta ve hatta dünyanın ilk oluşumunda bile görüldüğünü gösteriyor. Koskoca Dünya, küçük bir meteor parçasını rahatlıkla yok ediyor, büyük bir dinozor, küçüğünün kafasını çok güzel yere vurabiliyor.
Brad Pitt, sert, diktatör, memur tipli bir babayı oynuyor. |
Çocuk karakterler harika oynuyor. |
Hayatı boşu boşuna yaşamamamız için bizi öylesine titretiyor ki film, her anında bangır bangır bağırıyor neredeyse. Sevmediğim bir tabir olan "sanat filmi" klişesini kullanmak istemiyorum, çünkü bu kadar basite indirgenecek bir film değil. Unutmayın, bir film değil, düşündüren bir hayat evresi belgeseli izliyorsunuz. Düşünüyorsanız, varsınızdır. Eğer düşünmeden, normal vurdulu kırdılı film havasında izleyecekseniz bu türde bir sürü klişe var, ama Hollywood'un son dönemdeki çöküşünü kurtaracak filmlere lütfen bulaşmayın, sebebi sizlersiniz çünkü. Siz o saçma tür filmleri sevdiğiniz için onlar kendini tekrar ediyorlar. Yaratıcı, özgün, fazlaca düşündüren filmler de ortada kopil gibi bırakılıyor.
Sean Penn, filmde çok az gözüküyor. |
Anladım diyen kendini kandırır, bu yüzden ben anladıklarımı yazdım. Sayfalar dolusu yazmak isterdim ama bazen susmak en iyi ifade tarzı olabiliyor. Bir süre kendinizi sessizliğe gömün film bittiğinde.