12 Years A Slave

12 Years A Slave

İngiliz yönetmen Steve McQueen'den mühür niteliğinde bir film.

Blue is the Warmest Colour

Blue is the Warmest Colour

Abdellatif Kechiche'den 2013'ün en çarpıcı başyapıtı.

13 Aralık, 2013

Frances Ha (2012)

Amerikalı, 21. yy komedi filmlerinin kurtarıcılarından Wes Anderson'ın 2 filmlik ortağı, New York'lu yönetmen Noah Baumbach'in; Bağımsız Ruh Ödülleri başta olmak üzere birçok festivalden ilgiyle ayrılan filmi, Frances Ha. Senaryosunu, aynı zamanda filmin başrolü olan Greta Gerwig ile kaleme alan yönetmen; hayatı bir "weirdo" gibi yaşayan, hazcılık duygusundan haz alan ve sempatik olduğu tartışılan bir genç yetişkin krizindeki Frances karakterini kadrajına almış. 

Meşhur genç yetişkinlik dönemi... Erkekler için her ne kadar atlatılması kolay olsa da izlediğim, okuduğum ve çevremden tecrübe ettiğim kadarıyla kadınlar için rahat geçirilmesi mümkün olmayan bir dönemden bahsediyoruz. Kadının gerçekten de bir birey olup topluma atılması gerektiği, çevresiyle ilişkilerinde daha ayakları yere basan, daha yetişkin bir tutum içinde olması beklendiği dönemdir aslında bir nevi. Her ne kadar toplumdan farklı görünseniz bile, farklı olmadığınızı giyeceğiniz veya giymek zorunda bırakıldığınız sempatik, komik, tatlı -yani kısacası sen benim bölgemde normal tavırlısın- maskeleriyle kapatmanız gerekir. İşte tam böyle bir karakterin hikayesi -anıları desem daha doğru- Frances Ha. Sistemin içine atılıp farklı olmayı -mecburen- tercih etmediği zaman, kazandığı paralarla kiraladığı evinin posta kutusuna soyadını sığdıramayan türden...

Frances, aslında Sophie adında bir ev arkadaşına sahiptir ve hayattaki en iyi dostu olduğunu düşünür çoğu zaman. Hatta sevgilisinden de sırf bu yüzden ayrılmıştır. Çünkü (her ne kadar hetero olsa da) bu "weirdo" yaşantısında sevdiği tek kişi vardır: Sophie. Böylesine filmlerde ana karakterin karşısına bir anti-tez yerleştirilir her zaman. Sophie de böyledir. Büyümüş, genç yetişkin triplerini üzerinden atmayı başarabilmiş, biyolojik olarak birkaç ay gerisinde olsa da hayatta birkaç ay ilerisindedir Frances'in. 

Film boyunca senaryoda; ne erotik bir sahne, ne depresyona girmiş ve seyirciden ajite olmasını bekleyen bir durum, ne de farklılığını basit numaralarla kapatacak bir aksama görüyoruz. Bu da Amerikan Bağımsız Sineması'nın ne kadar yaratıcı işler yaptığını ve geçmişteki romantik komedi ustalarından pozitif yönde ilham aldığını gösteriyor. Çünkü bariz bir Woody Allen esinlenmesi var filmin kimyasında. Woody Allen filmlerinin neredeyse tamamında olan başrol oyuncusunun "weirdo" luğu bunun en önemli ispatlarından diye düşünüyorum.

Her ne kadar akıcılık konusunda sıkıntıları olsa da, genç yetişkinlik dönemini yaşamış - yaşayacak ve dönem içerisinde toplumdan soyutlanmış bir karakter olmuş - olacak kişiler için bulunmaz hint kumaşı olan filmimiz, bana gerekli etkiyi yaratamadı ne yazık ki. Bu da karakterin biraz fantastiğe kaçacak biçimde garip olmasından (yazı boyunca Türkçe'sini kullanmayıp shekill jojuq göründüğüm) dolayı olabilir. Bunun dozajı sanki ayarlanmamış ve ne yazık ki itici bulduğum Greta Gerwig'in bir diğer 2012 filmlerinden Lola Versus'a göz kırpıyor. Filmin anlattığı hikayeye hiçbir itirazım yok, sadece kişisel bir eleştiri başrol hakkında. Sonuçta filmi bize izletecek olan oyuncular oluyor. Tabi çoğu eleştirmenin yorumlarında filmi çok beğenmesi bu gerçeği değiştirmiyor. Ama Alexander Payne'in 2004 yapımı Sideways'te anlattığı orta yaş erkek krizi konusu bu filmden daha ayakları yere basan cinstendi. Kurgu üzerinde biraz daha çalışılması gerekliydi Frances Ha'da bana göre.
7,5/10