12 Years A Slave

12 Years A Slave

İngiliz yönetmen Steve McQueen'den mühür niteliğinde bir film.

Blue is the Warmest Colour

Blue is the Warmest Colour

Abdellatif Kechiche'den 2013'ün en çarpıcı başyapıtı.

28 Ağustos, 2012

Breaking Bad (5. Sezon)

Oh be, sonunda televizyon tarihinin en iyi dizisinin final sezonu başladı. Buruk bir başlangıç oldu tabi Breaking Bad'ciler için, malum, son sezon. Televizyonda anlatılmış en iyi hikaye olmasına rağmen 5 sezonda tadında bırakarak bitirecekler. Kimilerine göre iyi, kimilerine göre daha cıvkı çıkarılması gereken bir dizi. Vince Gilligan'a göre de 5 sezonluk hikayeden ibaret olmayan, ucunun sinema filmine kadar açık olacağı görünen bir iş. Ama tabi Vince'in söylediğine göre tüm ekip bu son sezona odaklanmış ve en mükemmel bir şekilde nasıl sunabiliriz onun derdindeler. 

Biz de bu dertlerini saygıyla karşılayarak, beklentilerimizi ilk 4 sezonun daha da ötesine taşıyarak, büyük bir final izleme umudu ile Temmuz'un ortasında ekran başına geçtik. Pazartesi günlerini adam edecek bir dizi Breaking Bad, bu yaz sıcağında çekilesi tek şey. 8 + 8 olarak yayınlanacak son sezonun ilk 7 bölümü geride kaldı bile. Son 1 bölüm ve tarifi imkansız bir bekleyiş, taa 2013'e kadar... 

İlk bölümde verdikleri flashforwardlı spoiler ile kuvvetle ihtimal bağdaştırabileceğimiz bir gidişat... Kafayı iyiden iyiye sıyırmış bir Heisenberg... Televizyon tarihinin en tehlikeli kötü adamlarından birisi... Çevresindeki hiçbir canlıya zerre merhamet duymayacak hale gelmiş, sadece kendi egosunu ve kıçını düşünen, mükemmeliyetçi bir uyuşturucu efendisi... Ne canımız ciğerimiz Jesse, ne babamız yerine koyduğumuz Mike, ne her polis böyle olsa dediğimiz Hank, ne kahvaltıların vazgeçilmez ismi Flynn, ne de adi kevaşe Skyler... Hiçbir karakterin eski sezonlardaki gibi kendi bölümleri yok artık. Bütün bölümler, evet evet bütün bölümler Heisenberg üzerinden kurulmaya başlandı. Daha doğrusu sonlandırılmaya başlandı. Vince Gilligan'ın dediği "tüm zamanların en pislik adamını size göstermeye çalışıyoruz" sözünü her bölüm aktif olarak göreceğimizin habercisi bu sezon. Ve her bölüm sonunda suratımızda oluşan garip şekiller... Bu sezon, belki de televizyon tarihinin bir daha göremeyeceği kadar güçlü, sert, egoist, muazzam, muhteşem. Artık bu andan sonra okuduğunuz her bir kelam, spoiler'ın kralını içerecektir. Lütfen ailemi bu yazıya katmadan önce dikkate alın şu cümleyi.

5. sezon 1. bölüm
"Let the game begins"

"Walter'ın 52. doğum günü sekansıyla başlayan dizinin sezon finali açılışı, bize ufak bir flashforward haberciliği yapıyor. Hırs, azim, ego, güce ulaşma isteği, geçmişten gelen eziklik gibi bütün olumsuz karakteristik özellikleri üzerinde taşıyan Walter'ın her şeyi geride bırakıp New Mexico'dan kaçtığını anlıyoruz. Bu sahnede de birisinden epey gizli ve güvenli bir biçimde bir araba ve M60 satın alıyor. Savaş baya bir büyük olacak, baya baya büyük ! Marduk gezegenine açık mektup: Eğer 2012 Aralık'ta bize çarpma gibi bir hevesin varsa 32 yerinden bıçaklarım lan seni ! 

Bunun dışında Walter'ın havaya uçurduğu meth lab'i araştırmaya gelen Gomie ve Hank, neler neler bulmuyorlar ki ? Gus Fring'in ölümünden sonra Cartel'in deşifre olması ve Fring'in ofisinde bulunan bilgisayar, fazlasıyla kafasını ağrıtıyor tabi Walt, Jesse ve Mike'ın. Bölümün efsane repliği "Magnets Bitch !" ile, gene pratik zeka Jesse planı ile bu üç kafadar laptoptan kurtuluyorlar. Açıkçası, ilk başlarda mantık hatası aradığım bu bölümün kusursuz bir biçimde tasarlanmış olduğunu söylemeliyim. Breaking Bad ve mantık hatası, are you kidding me, bitch ?"

5. sezon 2. bölüm
"Hadi meth yapmaya başlayalım."

"Evet, bunların bir şekilde Gus'ın 40'ı çıkmadan blue meth'e başlaması gerekirdi. Ulan adamın daha kemiği karışmadı toprağa (sanki kaldıydı) ne bu acele ? Neyse, Walter işte, söz geçiremiyorsunuz. 

Mike'ı ikna etme bölümü bunun bir diğer adı. Yine "Thanks, but no thanks" gibi efsanevi bir repliği herkesin aklına kazımış bir bölüm. Bir şekilde dağıtım işinde tecrübeli birisini bulmaları gerekiyordu, çevreleri pek de geniş olmadığı için Gus'ın has adamı Mike'a başvurmaya gittiler. Tabi Mike'ın işi kabul edeceğini söyleyen kim ? Kim ? Tabi ki bizim fırlama polisimiz Hank. İyi bok yedi ve Mike'ı bu işin başına tekrar getirdi. Mike dedenin torunu için biriktirdiği 5 milyon $'ı mahkeme kararı ile haşırt to the blackboard diye  hesabından alınca dımdızlak kaldı dede. 

Bölüm açılışı efsane olacak cinsten. Gus'ın almancı metilamin kaynağını da bir şekilde öğrenmiş oluyoruz. Mike'ın muhteşem pusu taktiği de bölümün komik yerlerinden. Ayrıca bu bölüm yavaş yavaş Walter denilen Heisenberg'ün ne denli bir duygusuza, korkusuz bir adama dönüşeceğinin sinyallerini vermekte"

5. sezon 3. bölüm
"Ruh hastası Heisenberg"

"Her bir karede fırtına öncesi sessizliğini izliyoruz ve adım adım yaklaştığımız büyük curcunanın sinyallerini alıyoruz. Bizimkiler Mike'ı işin içine kattıktan sonra artık mekan bakmaya gidecekler tabi. Ama artık Gus yok, onunki kadar profesyonel bir ekip yok, güvenli bir mekan yok. Walter, Gus'ı öldürürken akabininde gerçekleşecek hiçbir atraksiyonu düşünmemiş, bunu anlamaya başlıyoruz. Saul'un bulduğu meth yapma mekanları listesinde bizi 3. sezona götürecek 80'ler video salonu sahnesi yine bu bölümün en komik yeri bana kalırsa. Mekanların hepsini bulan Saul, deli gibi araştıran Saul, ama en akıllıca ve en kafi fikri veren gene Heisenberg. Bu noktadan sonra bu adama Walter demek abes kaçıyor. Heisenberg'ün ustaca planlarının bir başka versiyonu olan Vamonos Pest Evlere İlaçlama Şirketi Tic. Ltd. A.Ş., mobil meth laboratuvarını literatüre de sokmuş nitelikte. 

Geçen bölümde boğazını sıkıyormuş gibi ağlattığı Jesse'den sonra şimdi de ekran başındakilerinin boğazını sıkmaya başlıyor bu bölümde Heisenberg. Risin'e maruz bıraktığı çocuğa bakışı her şeyi anlatıyor. Bu adam daha kötü olamaz, veya kötülüğün başka bir limiti olamaz ! Sağ salim meth yapmaya başlamaları güzel bir şey. Gelecek bölümde başlarına bela olacak gerizekalı Todd ile tanışmaları da düşündüren bir şey. Bu veletten bir numara çıkacak düşüncesinde olan bir ben değilim herhalde." 

5. sezon 4. bölüm
"Metilamin lazım bacım"

"Belki de sezonun hayranlar tarafından en çok dışlanan ve sıkıcı bulunan bölümü ilan edilebilir 4. bölüm. Çünkü Skyler denen kevaşenin bulunduğu sahne sayısı birden fazla ne yazık ki. Daha çok da onun iğrenç triplerini izletiyor bizlere. Bir nevi seyircisini keskin bir çizgi ile ikiye bölme bölümü bu. Skylercılar ve Waltercılar. Özellikle ilerleyen bölümlerde Skyler'ın arkasına alacağı destek daha fazla olmaya başlayacak. Sebebini zaten biliyorsunuz. 

Bu bölümde, almancı metilaminci kızımızdan bir varil metilamin satın alıyor bizimkiler. Ama DEA, Madrigal'e baskın yaparak kimyasalların bulunduğu departmanın sorumlusunu tutukluyor, tüm varillere GPS yerleştiriyor. Peki hakikaten GPS'i DEA mi yerleştiriyor ? Lydia'nın parmağı var mı ? Bölüm sonunda bunun muhakemesine oturuyor bizim 3 kafadar tabi ki. Yine Walter ve yine yaratıcı bir plan. Açıklanmıyor içeriği. Gelecek bölüme saklanıyor. Her ne kadar eylem açısından zayıf bir bölüm olsa da Walter - Skyler savaşının üzerinde duran ve belki de bütün sezon boyunca duracak tek bölüm olması, gerilim düzeyini tepeye çekiyor. Fırtına öncesi sessizliği en çok hissettiğimiz bölüm."

5. sezon 5. bölüm
"Time to being Jesse James"

"Bölümün başlığı bu olsa gerek. Evet, Mike'ın Walter'ı kızdırmak için söylediği "Jesse James'i öldürdün diye Jesse James olamazsın" sözünün istisna olup beden bulmuş hali bu bölüm. Bu adam gerçekten çok ciddi, korkusuz ve hakikaten kafayı iyiden iyiye sıyırmış. Önünde hiçbir engel yok ona kalırsa, gerekirse çocuklu bir kadının infaz kararını verecek kadar soğukkanlı. Nerede o oto yıkamacıda lisedeki öğrencisine rencide olan ezik Walter, nerede şimdi uyuşturucu baronu olmak isteyen Heisenberg ? Evet, zaten bunları biliyorsunuz. Ama içinde zerre korku taşımayan bir Walter'ı bilmiyorsunuz.

Geçen bölüm Walter'ın yaptığı planı öğreniyoruz tabi, Lydia'nın üzerine gitme işi. GPS'i kim yerleştirdi ? Metalimin gerçekten takip ediliyor mu ? Walter'ın duygu sömürüsü ile kayın biraderinin ofisine yerleştirdiği böcekten neler duyacaklar ? Bunlar klasik sorular. Teker teker de cevabını buluyor. Ama, o bölüm açılışına ne demeli ? Sadece bir çocuk, bir bisiklet, bir tarantula ve uzaktan gelen bir tren sesi. Yine senaristler alakasız bir konuyu bölüm finaline öylesine bağlamışlar ki, ayağa kalkıp "bu bölümü yazanın anasını, avradını..." demek geliyor içinden insanın. Neyse. Lydia paçayı kurtardıktan sonra metilamin kaynağının haritasını ve sistemini veriyor bizimkilere. Jesse James'lik değil de, Butch Cassidy'lik yapıyorlar bu bölümde. Vagonunun birisinde 1000 galon metilamin taşıyan bir treni soyma işlemi. Bu sefer üçlünün yanına yardımcı olarak Vamonos'un salak ve genç delikanlısı Todd da geliyor. Ustalık eseri bir plan ve yüksek dozda adrenalin ile treni soyuyorlar. Soygun sonunda sevinirken kimi gördüklerini tahmin etmek o kadar güç ki. Bisikletli, tarantunalı çocuk. Todd silahını çıkarıyor ve çocuğu vuruyor. Hem de uzak bir mesafe olmasına rağmen tam 12'den (!!!). Ve dalga geçermişçesine Exe. Producer 'Vince Gilligan' yazısı siyah ekranda. Fırtınaya hoşgeldiniz."

5. sezon 6. bölüm
"Ayrılık zamanı, ama biraz erken"

"Ne denilebilir ki artık ? Walter'ın ipe sapa gelmeyecek vurdumduymaz tavırları, Jesse yerine Todd gibi moronun yanında saf almalar, yine ve yine kafasında 40 tilki dolandırıp hiçbirisinin kuyruğunu birbirine değdirmemeler... Ayrılık pek tabi ki gelecekti artık. Ve o bölüm bu bölüm oldu. Öldürülen çocuğun üzerinden 24 saat geçmemişken, Queen'in Lily of the Valley şarkısını ıslıkla çalması Walter'ın, zaten bütün sinir sistemi çökmüş Jesse için bir uyanış, bir irkiliş çığlığı oldu. Walter, yüksek egosuna belki de ilk kez yenildi orada. Jesse'yi kaybetti.

Bu bölüm, sezon boyunca hiçbir şekilde üzerinde durulmayıp geri plana itilen (ki hiçbir karakter Walter kadar aktif değil artık, bu sezon Walter'ın sezonu) Hank'in Mike üzerinde yoğunlaşmaya çalıştığı bölümlerden. Gus davasını hiçbir şekilde kapatmak istemiyor, bir şekilde şebekeyi, daha doğrusu Heisenberg'ü öğrenmek istiyor. Çünkü blue meth piyasada. ASAC (Amir, müdür, hede hödö) olduktan sonra da özgüven aşılandı birden kendisine. Tabi elde var 0. Mike gene paçayı kurtardı, ama...


Artık işler fazla riske girmeye başladı. Gus gibi profesyonelin idare ettiği bir uyuşturucu ağı yok artık. Walter gibi egoist bir anti-kahraman tarafından yönetiliyor. Güvenlik yok, nakliye riskli, ürünler bile mobil lablarda üretiliyor. Kimse polise veya mahkemeye ötmesin diye de Mike'ın adamlarına da para yediriliyor. Mike geri adım atıyor ve ıslıktan sonra geri atmak için can atan Jesse'yi de duruma ortak ediyor. Mike zaten gerekli anlaşmaları yapmış, 1000 galon metilaminin 3/2'si rakip uyuşturucu çetesine satılacak, geriye kalan galon Walter'a verilecek. Eğer ikna olursa tüm galonlar satılacak. Herkese 5 milyon $ pay kalacak, piyasadan herkes çekilecek. Oldu mu şimdi bu laf bu ? Oldu mu böyle para kokan bir ortamda hocam ?

Heisenberg'ün "beni siz delirttiniz" naraları attığı bu bölüm, kötü adamımızı tek başına bırakıyor bu taht yolculuğunda. Mike yok, Jesse isteksiz, Skyler kevaşe. Walter, doğaçlama yaparak Mike'ı ve rakip çeteyi zor durumda bırakıyor, tüm metilamine el koyuyor. Artık kontrol onda, tamamen onda. Buradan sonra namını konuşturup "imparatorluk işine" devam edecek. 

Not: Bölümün en komik yeri olan "Jesse'nin yemek masası maceraları" yerini kaç defa izledim bilmiyorum.

5. sezon 7. bölüm
"Tony Montana'lığa giden yol"

"Heisenberg, artık en büyük rakipleri ile yüzleşmek zorunda. Coca-Cola'nın üreticisi, Le Cola yapanlara "bu iş böyle yapılır, bırakın bu çakma işleri" demek zorunda. Ve "ismimi söyle" diyerekten Heisenberg karizmasını da göstermek zorunda. Artık o korkulan bir isim. Efsaneleşen ejderha hikayeleri gibi, şehre indiğinde herkesin kaçıştığı Beowulf'un ejderhası gibi Heisenberg. 

Hank'in kendini parçalayarak harcadığı emeklerin sonucunu aldığı bir bölüm oluyor ayrıca. Dizinin gizli favori karakterlerinden olan ve 5. sezon ile bu konuda terfi etmiş Mike'ın da veda perdesi. Avukatı yakayı ele veriyor, torununu parkın ortasında bırakmak zorunda kalıyor, şehri ve ülkeyi terketmek zorunda bırakılıyor. Mike için çok dramatik bir son. Ama o da ne ? Heisenberg, bu kadar pislik olamazsın ! Sırf Mike'dan hapisteki 9 adamın listesini almak için onun yanına kadar gidip onu vuran, onu öldüren Heisenberg ! Dizi başladığından beri bütün küfürleri ettiğimiz, adi kevaşe dediğimiz Skyler'a destek vermemizi, onu haklı çıkarmamızı sağlayan Heisenberg ! Ruhsuz bir psikopata, kontrolden çıkan bir Tony Montana'ya dönüşen bir Heisenberg ! Bu bölümden sonra Vince Gilligan'ın nefret aşılama taktikleri başarıyla sonuçlanıyor. Artık bir numaralı pislik, Heisenberg oluyor ! Hank'i öldürmesi tamamen egoist bir durum, tamamen sinirsel bir durum. Onu vurduktan sonraki yüz ifadesi ve korku da her şeyi anlatıyor. Bir anlık verilmiş dengesiz bir karar. Ama birkaç saat sonra zerre umursamayacağı bir karar ne yazık ki. O listenin Lydia'da olduğunu aklının ucundan bile geçirmiyor o dakikalarda, çünkü gururuna yediremiyor. O pis, kokuşmuş, şişmiş, iğrenç gururuna ! 

Jesse yok, Mike öldü. Bize de Heisenberg kaldı. Böyle olmaz, böyle gitmez. Ben bundan sonra yokum derdim başka bir dizi olsaydı ama bu Breaking Bad. Yazarlarının insan olmadığı tek dizi.




Gelecek hafta 2 Eylül'de (Amerika zamanı ile) yayınlanacak 8. bölüm ile 5. sezonun ilk yarısı tamamlanmış olacak. Bize de, yeni çekim sürecini, yeni senaryoyu ve 2013'ün belirsiz bir ayını beklemek kalacak. Hoşçakalın, yo !