12 Years A Slave

12 Years A Slave

İngiliz yönetmen Steve McQueen'den mühür niteliğinde bir film.

Blue is the Warmest Colour

Blue is the Warmest Colour

Abdellatif Kechiche'den 2013'ün en çarpıcı başyapıtı.

26 Eylül, 2011

Bir Zamanlar Anadolu'da

Burada ne işimiz var ?

Bilge Ceylan sineması, genel geçer seyirci kitlesi için her zaman ağır olmuştur. Seyirciyi sıkar, çünkü genel geçerden kasıt; illa ki içinde müzik, illa ki içinde aksiyon ve illa ki senaryoyu kendilerine filmin anlatacağı filmleri izleyen bir kitleden bahsediyorum. Ama bu, başka. Bu, çok ayrı bir noktada. NBC'nin bile kendini aşıp çok önemli bir noktaya geldiği bir film Bir Zamanlar Anadolu'da..

Entelektüel, elit kelimeler kullanmayı sevmem. Kullananı yolda görsem kafa göz dalarım. Eğer bu hayvanlık ise, yaparım. Kendinin bile anlamayacağı, daha 2 gün önce 40 yıllık eleştirmenin dilinden duyduğu marjinal kelimeyi 5 katlı apartman dairesinde 17 inç tüplü monitöründe bize satmaya çalışanlar modern yobazlardan başka birşey değillerdir. Onun için bu yazı, olabildiğince samimi şekilde olacak. Beğenmeyen okumayabilir, zaten kaç kişi okuyacak ki ?

Neyse.. Coenlerin kara mizahı bildiğimiz üzere olabildiğince ciddiyetten uzak, yer yer de saçmadır. Aslında bu biraderler bize bu türün gerekliliği olan "gülmeyin işte, ciddi birşey anlatıyoruz" derdini çok güzel anlatırlar. NBC'de bu yolu tercih etmiş aslında. Komik olmayan olaylar haddinden fazla ciddidir. Ama güleriz işte, komiktir. Cinayet sonrası, ilgisiz bir polisin saçma sorgusundan sonra (tümevarımlar ile vardığım sonuç), yakalanan veya kendini yakalatmış suçluların öldürdüğü kişinin cesedi aramaya çıkıllır, Anadolu'nun ücra bir köşesinde, gecenin bir yarısı, Allah'ın terk ettiği topraklarda, bir zamanlar..
Katil
Şöyle de bir durum var aslında. NBC sinemasındaki sıkıcılık (ki nedense ben rastlamıyorum) bu filmde kırılmış.. Ki şöyle iğrenç yaftalar da vurulabilir bu filme. “İçine komedi koymuş, NBC tipi Recep İvedik olmuş”, “Ciddi bir olayın suyunu çıkarmış, planları olmadık yere uzatmış”.. gibi saçmalık kokan yorumlar. Bunları görüyorum, inanırmısınız bilmiyorum ama evet, görüyorum. Yerin dibine giriyorum açıkçası, ya bu kadar kalın kafalı düşünebilen insanlarımız var mı? Bu kadar sinemaya kör gözle bakabilen, alt metinlerdeki anlamları içine sindiremeyen sıradan bir seyirci kitlesi var mı ? Tabi ki var ama, yiğidi öldüreceksin ama hakkını da yemeyeceksin. Sinema ne güzeldir ki "entertainment" sektöründen ibaret değil. Keşke sinemaseverler de sinemanın gerçek yüzünü tercih etseler.

Anadolu
Jandarma arabasının aydınlattığı başakların hışırtısı, Arap ve Doktor'un, hayatın ne kadar kısa ve bize verdiği değerin ne kadar az olduğunu konuşması, Komiser Naci'nin fütursuzca Kenan ile cesedi aramaya koyulması.. Adı üzerinde, bir zamanlar.. Değersiz, sıradan bir hikaye aslında. Ama NBC, bu kadar az malzemeyi öylesine müthiş kullanmış ki, belki de en az maliyetle çekilen en muhteşem filmler listesine kafadan giriş yapar. Hatta bana göre çoktan ama çoktan 1. sırada. Gene minimalist ögeler silsilesinde, onları bir sanatsal eser yapmayı çok iyi biliyor bu adam. Onun sinemasının da şu ana kadar verdiği en iyi örnek bence.
Doktor ve Savcı
Kuralları harfi harfine uygulayan komutan mı ararsınız, olay yeri incelerken karısından azar yiyen Naci'yi mi, Savcı Nusret ve Doktor Cemal'in kaybettiği hayatlar hakkında kritiğe oturmaları mı .. Herkes var bu filmde, her türlü hayat var. Her türlü hayatın birebir yaşanmışlığı var. Bu monotonluk maratonunda yeni birşey olur mu edasında herkes, ama gene aynı köy, gene aynı yol, gene aynı ağaçlar, topraklar, sebiller.. Buraların kaşarlanmış Naci’si, doktora “aklın varsa kaç oğlum” diyor, Cem Yılmaz’ın GORA’da dediği gibi. Kötü bir benzetme oldu ama, yaşanacak hiçbirşey yok. Belki bu cinayetle hayata trajik bir renk gelir dediler, o da olmadı işte. Tekdüzelikten kurtulamayan hayatları anlattığını biliyoruz NBC’nin. Ama bu sefer o minimalistlikten kendini başka bir boyuta taşımış. 

Kotardığı harika kara mizahı, sakladığı müthiş gizem unsurları ve yarattığı polisiye teması ile (NBC tarzında) açıkçası uzun süre sinemaya gelemeyecek kadar müthiş bir başyapıt bu film. Açıkçası The Tree of Life filminden 1 gömlek üstün, ondan daha çok vuruyor insanı tam G noktasından. Kazansın veya kazanmasın yabancı film Oscar'ını, umrumda da değil. Ama şunu söylemekte fayda var. Böylesine bir film, sinemamıza uzun süre gelmeyecek. NBC, uzun süre böyle bir film yapmayacak. Değerini bilin, gidin, izleyin.